Dr. Gürbüz Çapan
Sayfa Sonuna GitGeri Git
A- A A+

ESENKENT’TEN DERS ALABİLMEK

OKTAY EKİNCİ / 2002 / CUMHURİYET

Esenyurt'un artık ''eski'' denilen önceki üç dönem belediye başkanı ve halen Kartal Cezaevi'nde tutuklu olarak yargılanma süreci devam eden Dr. Gürbüz Çapan hakkında aylardır ''iki'' temel nedenden ötürü yazmıyordum...

Birincisi, elbette ki hukuk devletine ve bağımsız yargıya olan, kimsenin zayıflatamayacağı ve hatta Cumhuriyet yasalarından bir an önce kurtulmak isteyen siyasi egemenlerin bile sarsamayacakları güven ve bağlılık duygumuzdur...

Hem bu konudaki bilincimiz ve kararlılığımız hem de aynı anlayışın kuralı gereği yargıyı şu veya bu yönde etkileyebilecek tutum ve yayınlardan özenle kaçınmak gerektiğine öteden beri inandığımız için Gürbüz Çapan'ın yargılanma bir yana, ''teşekkür edilmesi'' gereken kent hizmetlerinden hiç söz etmediğim gibi, bu konulardaki yazılarımda adı kalemimin ucuna kadar gelmesine rağmen ''hukuk kültürü sansürümü'' uyguladım...

Yaşamın gerçeği

Bu ''dikkatin'' ikinci nedeni ise Gürbüz Çapan'la olan tanışıklığımızdır... Türkiye'deki kamuoyu oluşturma alışkanlıklarında, ''tanıdıkları kayırma'' ne yazık ki artık yaygın bir ''medya tutumu'' haline geldiğinden, benim yazacaklarımın da bu koşullanma içinde okunabileceği ve hatta amacına da aykırı etkiler yapabileceği kaygısı, hukuk sansürüne de eklenmiş oldu...

Ne var ki her iki neden de elbette ki hâlâ geçerli olsa bile, kentsel yaşam gerçeğimizdeki gelişmeler ve özellikle de şu son ''doğalgaz '' tartışmalarıyla daha da açığa çıkan ''hukuk dışı rant ve siyaset oyunları'' , Gürbüz Çapan ve Esenyurt-Esenkent'te gerçekleştirilen ''farkın'' artık anımsanmasını ve yazılmasını, kaçınılmaz bir ''kamusal görev'' haline getiriyor... Yinelemeliyim ki bu kesinlikle Çapan için değil, ender de olsa kimi ''başarılı'' ve ''toplum yararını'' da gözeten kentsel hizmetleri öğrenip hatta ''esin kaynağı'' yapmamız için önem kazanıyor.

Çünkü Çapan nasıl olsa kendi hukuk savunmasını yeterince yapabilecek örneklerini mahkemeye de sunuyor ve sunacaktır...

Eğer iddia edildiği gibi, özellikle de ''imar'' konularında, ülkemizdeki sayısız belediyede gözlenebilen ve o belediyelerle aynı ''imar rantı kültürüne'' sahip siyasilerce de hâlâ ciddi ve etkin bir yasal önlemi alınamayan ''kent ve toplum çıkarlarının yok sayıldığı'' uygulamaları saptanır da ceza alırsa, buna rağmen yargı kararına ek eleştirileri bile o şimdi dışarıda özgürce konuşarak dolaşan imar spekülatörleri değil, biz yönelteceğiz...

'Farkın' temel nedeni

Evet... Şu kar baskınıyla birlikte ne denli ''önemli'' olduğu daha da açık anlaşılan şu ''doğalgazla pahalı ısınma tutsaklığı'' tartışmalarında, İstanbul'un ''varoşları'' arasında sayılan Esenyurt ve Esenkent'e bakanların gördükleri ''fark'' acaba nereden kaynaklanıyor?..

5 Ocak 2002 tarihli Hürriyet gazetesi bunu geniş bir haber yaptığında ve ''Esenkent modeli yüzde 85 ucuza ısıtıyor...'' başlığı altında Çapan'ın Esenyurtlulara sağladığı ''merkezi ısıtma sisteminin'' ne denli az paralarla bu insanlara ''sıcak bir kış'' sunduğunu ayrıntılarıyla anlattığında, ben de aynı projelerin daha başlangıcındaki yıllarda yazdıklarımızı anımsadım...

Öncelikle İstanbul genelindeki doğalgaz projesi için kim bilir kaç kez demiştik ki: ''Kentin plansız, kaçak, yasadışı ve altyapısı çürük imar ve yerleşme düzenine müdahale edilmeden gerçekleştirilecek bir doğalgaz şebekesi hem çok pahalı ve hatalarla dolu yatırım olacaktır hem de işletmesinde de yine umulanın üzerinde teknik sorunlar ve yüksek fiyat tartışmaları yaşanacaktır...''

Ne var ki İstanbul'u yönetenler bu uyarılarımızı da hemen hiç dikkate almadıkları gibi, özellikle l994'ten sonraki anakent yönetimleri, kaçak ve işgalci yerleşme bölgelerindeki ''oy'' borçlarını ödemek ve bir sonraki seçimlerin oylarını da ''güvenceye'' almak uğruna, bu gibi yasadışı yapılaşma yığınlarına ''ilave altyapı maliyetlerini de üstlenerek'' doğalgaz şebekeleri döşediler... İşte şimdi istanbul'da, ''doğalgazdan yoksun yasal ve imarlı semtler'' ile doğalgazı pahalı kullanmaktan yakınmaya başlayan ''kaçak ve imarsız semtler'' yan yana ve böylesi bir siyasal aymazlığın şehircilikteki kara mizahını yaşıyorlar...

İmarsız ama doğalgazlı

Doğalgazın neden pahalı olduğuna dair dedektifliğe soyunanlar da aynı kaçak semtlere doğalgaz götürülebilmesi için zorunlu olarak harcanan yüksek ''ilave altyapı hazırlığı ek maliyetlerinin'' ve aynı bölgelerdeki imar düzensizliğinden kaynaklanan ''ilave bakım ve işletme giderlerinin'' de tüm İstanbul'daki faturalara üleştirilerek ''yasalara saygılı kentlilere de yüklendiğini'' hâlâ göremiyorlar...

Hemen aynı dönemlerde ise Esenyurt, bu tür bir ''doğalgazlı imar çeteciliğinden'' kendisini koruyarak önce yapılması gerekeni yaptı...

Yani imar ve yapılaşma düzenini kaçak ve yasadışılıktan kurtarıp İstanbul'un bir ucunda ''Sultanbeyli'' talanı siyasilerce de ''ilçe'' kararlarıyla ödüllendirilirken öbür ucunda tam tersine ''planlı kentleşmenin'' ve ''altyapılı yerleşimin'' HABİTAT övgülerini de alan örneğini yarattı...

Ardından yine bu örneğe; ''doğalgazla çalışan termik santralın elektrik üretiminde çıkan buharı'' merkezi sistemde kentsel ısı kaynağı olarak kazandırılıp şimdi Esenkent sakinlerinin herkesi hayrete düşürecek kadar düşük ücretlerle bu uygarlıktan yararlanmaları sağlandı...

 


Bu İçeriği Beğendiyseniz Beğen Butonuna Tıklayınız!
Bu Haberin Aramalarda İlk Sayfalarda Çıkmasını İstiyorsanız + 1 Butonuna Tıklayınız!

Sayfa Başına GitGeri Git
5 (1)








Lütfen tüm alanları doldurun. Girdiğiniz bilgiler kesinlikle yayınlanmayacak, başka bir amaçla kullanılmayacaktır.

İÇERİK ARA

Aranacak Kelime