Dr. Gürbüz Çapan
Sayfa Sonuna GitGeri Git
A- A A+

KOVBOY: 'ELLER HAVAYA' DEDİ

18.03.2005, Cumhuriyet

ABD bölgemizde 'yeni' faaliyetlerini hızlandırdı. Kaynayan kazana durmadan odun atıyor. Bir yandan harita aplikasyon çalışmaları, bir yandan yeni 'kukla' iktidar oyunları. İngiliz haritası eskidi. Eskidi efendilerin eski istekleri, her şey sil baştan.

90'lara kadar iki kutuplu dünyada, savaş çıkarmak riskli ve ölümcüldü. Şimdi tek dünyanın tek efendisi var. Sağım solum sobe, çıt istemem. Çıt çıkaranı yakarım, eh efendi bu, canı ne isterse onu yapar.

Balkanlar'da: Yunanistan hafiften canını sıktı efendinin. Gözdağı ağır oldu. Seçim sabahı Makedonya'yı tanıdı. İskenderleşti aniden. İskender filmindeki artist de aynen patrona benziyor. Ne tesadüf amaçları da aynı. Ve tek amacı var Büyük İskender' in, Asya 'nın ortalarına 'özgürlüğü' taşımak. Filmdeki replik çok güzeldi: ''Bütün bunlar sizin özgürlüğünüz içindir'' buyuruyor. Kısaca her şey sizin için! Bizim gibi 'barbarlara' iyilik biraz kanlı yapılıyor. Biraz 'zor' anlıyoruz iyilikleri.

Balkanlar'ın ateşi düştü. Karadağı, saymazsak, sorun kalmadı gibi!

Kafkasya: Azerbaycan durumu erken kavradı. 'İstikrarı' yakaladı. Muhalif siyasiler içerde, gazeteciler sokakta kendi kendini vuruyor (İnci Baba usulü). Gürcistan fıstık, ''kadifeden kesesi'' türküsü söylüyor. Ermenistan, Türkiye'yi terbiye için Hitler sopası rollerinde. İpleri Diaspora 'nın elinde, Diaspora efendinin emrinde. Şimdilik işler yolunda. Dağlık Karabağ, yüksek yerden güvenceli, kendileri de pek yaman. Kuzey Kafkasya Allah'a emanet Rus ruleti oynuyor.

Ortadoğu: Petrol bölgesi efendinin ilgi alanında, kırmızı nokta şimdi. ''Sana benim gözümle bakan gözler kör olsun'' şarkısıyla önce Kuveyt ve Arabistan özgürleştirildi. Sonra 'sırf demokrasi' için kukla Saddam temizlendi. Şimdi Hafız Esad ve mahdumları adi komandit şirketi tasfiye sürecinde. Lübnan 1000 yıllık ödevine hazır. Ne tesadüf Lübnan da dağlık bölge! Elini vurmuşken İran'ı unutur mu insan? İran'da, Farsın, Acemin demokrasiye ihtiyacı yok mu? İnsanlık öldü mü? Birazcık özgürlük de onlara! Yazık değil mi o güzelim İranlı hatunlara. Güneşe hasret mi gidecekler, çarşafların altında. Ey faziletli 'efendi' m, bizi faziletlerinden esirge.

Emperyalizm ve bunalım: Emperyalizm bunalımdır zaten, bunalımı çözmek için de savaşır. İlk bunalımı bir soytarının öldürülmesini bahane ederek 1. Dünya Harbi'yle dünyayı kana belediler. Faturası ağır oldu. Lenin , büyük bir ustalıkla proletarya devrimi becererek Sovyet Rusya'yı onların kucağına koydu. Eğer 1908 İttihat ve Terakki devrimi başarılı olsaydı, demokratik Türkiye yönetimi bölgede yeni bir ABD ya da İsviçre modeli yaratarak Balkanlar'daki çözülmeyi önler, Ortadoğu ve Kafkasya 'yı da arkasına alarak yeni bir güç oluşturabilirdi. Oysa İttihatçılar çıkış özlemlerini unutarak 'iyi sultan' aramaya başladılar. Demokrasi özlemini unutup ''Dediğim dedik çaldığım düdük'' deyince önce, Balkanlar'ı kaybettik arkasından da Ortadoğu'dan kovulduk. Mustafa Kemal ve arkadaşları Anadolu'yu bin bir zorlukla kurtardılar. Bu kıstırılmışlık ve amansız yalnızlığımızın tarihini biraz da oralarda aramak lazım. Bölgede etkisiz, güçsüz ve ölüm kalım mücadelesindeyiz.

Sanayi geliştikçe petrol ve enerji kaynakları hayat memat sorunu oldu. 2. bunalım dönemi, 2. Dünya Savaşı ile bitti. Milyonlarca insan öldü. Ve dahi , nükleer bomba icat oldu. Savaş artık herkesin 'sonu olabilir' i de ispatladı. 1950 sonrası bunalımı lokal savaşlarla ve yeni sömürgelerde iç savaş örgütleyerek geçirdi. 1990 'lara kadar böyle sürdü gitti. Sovyetlerin çökmesiyle birlikte yeni süreç başladı. Bunalım derinleşiyor. Karşısında maraza çıkaracak güç yok. Efendi Teksas kovboyu gibi, elinde tabanca hedef belli değil.

Ateş yakıyor, ateşle oynuyor, külleriyle oynuyor. Eski kukla iktidarlarını değiştiriyor, olan yoksul Ortadoğu halklarına oluyor.

Silah ve petrol tüccarlarının eline geçen ABD iktidarı, paraya ve kana doymuyor. Savaşları bile filmlerdeki yıldız savaşlarına benzettiler. Kuklaları ellerinde özgürlük ve demokrasi balonlarıyla etrafa ölüm saçmaktalar. Hem silah teknolojisini bizatihi deneyip görüyorlar hem de enerji kaynaklarını kontrol altına alıyorlar.

Bölgedeki kukla iktidarlarına talimat vererek onların hareket kabiliyetini, direncini ve kararlılığını ölçüyorlar.

Bir dakika. Türkiye senin çizdiğin harita değil. Cumhurbaşkanımız senin kuklalarından biri de değil. O, daha dün kanımızla suladığımız Dumlupınarlıdır. Etiyle kanıyla bizimdir. Yerlidir, yereldir. Dilediğinde Suriye'ye de, hatta İran'a da gidecektir. Haydi rastgele.


PDF OLARAK İNDİR

Bu İçeriği Beğendiyseniz Beğen Butonuna Tıklayınız!
Bu Haberin Aramalarda İlk Sayfalarda Çıkmasını İstiyorsanız + 1 Butonuna Tıklayınız!

Sayfa Başına GitGeri Git
0 (0)








Lütfen tüm alanları doldurun. Girdiğiniz bilgiler kesinlikle yayınlanmayacak, başka bir amaçla kullanılmayacaktır.

İÇERİK ARA

Aranacak Kelime