A- A A+
SAYIN BAŞBAKAN'A AÇIK MEKTUP
31.12.2004, Cumhuriyet''Kimsesiz hiç kimse yok, her kimsenin var kimsesi
Kimsesiz kaldım, yetiş ey kimsesizler kimsesi''
(Ruşenî)
Aziz İstanbul sizin doğum yerinizdir. Onu ne çok sevdiğinizi biliyorum. İstanbul'u biliyor ve seviyorsunuz. Onun gereği olan koruma yı, biraz gecikmiş olsa da lütfen başlatın. Kızılcahamam'da yaptığınız yerel yönetim toplantısında İstanbul'u öne çıkarmışsınız. İstanbul'un yağmalanmasına karşı çıkarak; ''Seçimi kaybetme pahasına radikal davranın'' talimatı vermişsiniz. Sizi kutluyorum. İstanbul'daki çalışmalarınızı, gayretlerinizi hep sevgiyle anıyorum. Ancak, sizin de çok iyi bildiğiniz, yaşadığınız ''yasal'' bir yığın engeller var. Şimdi bunları çözmenin yeni yasal düzenlemeler yapmanın tam zamanıdır.
Anakent Belediyesi'nin başında ikimizin de çok sevdiği, bir mimar arkadaşımız var. Tarihi dokunun yok olmaya yüz tuttuğu bölgelere özel-özerk bir yönetim getirmelisiniz. Fatih, Eminönü, Beyoğlu belediyelerini feshederek yeni bir yönetim anlayışıyla Anakent'e bağlamalısınız. Çerçevesi, yapılması gerekenler tarif edilmeli ve gerekli yetkiyle donatılmalıdır. Eminim muhalefetten de destek alarak yepyeni bir İstanbul Kanunu çıkarabilirsiniz. İstanbul'u bir tarih, kültür ve müze kent haline getirebilirsiniz. İstanbul ne çektiyse çokbaşlılıktan, çok sorumlu-sorumsuzluktan çekti. Buna son vermelisiniz. Öteki kıyıdan, elimiz zayıf da olsa, elimizi uzatmaya hazırız.
Merkez
Jüstinyen 'e göre dünyanın merkezi Dikilitaş 'tır. Bizlere göre de kalbimiz Topkapı Sarayı 'dır. Fatih Camii'ni dışta tutarsak Osmanlı'nın en seçkin mimari örnekleri Eminönü'nde kümelenmiştir. Onların gün ışığına çıkarılması, korunması, onurunun iadesi: başta siz olmak üzere hepimizi mutlu edecektir. 20 bin seçmenli Eminönü -ki çoğu sağdan soldan nakil gelmiş seçmenlerdir- 10 bin aktarma konutla bir kenara alınarak Eminönü turizm ve kongre merkezi yapılabilir. Üç yıl gibi bir zaman hedefinde bunu başarabiliriz.
İstanbul'a aşkla geliyoruz!
Çok güzel slogandı. Halkımız da size büyük bir güvenle el uzattı ve oy verdi. İstanbulluların size güveni var. Bu dönemi de ah vah'la geçirmek yerine işe bir yerden başlamak gerektiğini düşünüyorum. Bu konuda düşünce ortaklığımız da var. İstanbul fikrim şimdi iktidarda. Sizden yeni yıl armağanı olarak yeni kanun ve düzenlemeleri bekliyorum. İstanbul bunu hak ediyor. İ
Eminönü
Nedir bu? Ne idüğü belli olmayan bir yığın uyduruk imalathane. Ayakkabıcılar mı, kuyumcular mı, ki atıkları başka bir bela, hem kanalizasyonu tahrip ediyor, hem de etrafa zehir saçıyor. Tapu sisteminin maşallahı var: Sur üstüne, dibine, tarihi mekânlara tecavüz edenlere, o da yetmemiş gibi sıfır metrekare, bir metrekare tapular çıkarmışlar. Beş yüz metrekarenin altındaki tapular iptal edilmelidir. Eski mülkünü yeni vizyona uygun kullananlar kullansın, buna ekonomik gücü yetmeyenler ise İstanbul ortaklığı diye kurulacak şirkete ortak edilmelidir. Hem kenarda ev verilebilir, kalan hakkıyla da İstanbul ortaklığından gelir elde edebilir.
Sayın Başbakan'ın dediği gibi: ''İstanbul bu ülkenin kalbidir, ruhudur. İstanbul bir dünya şehridir. Türkiye'nin dünyaya bakan yüzüdür.''
Kalbindeki acıları, kanamaları durdurun, ruhunu açığa çıkarın, yüzünü gözünü temizleyin. Yüzü gözü çiçek hastası gibi işgal altındadır, tanınmaz haldedir.
Erişkin sermayemiz, aydınlarımız ve bu uğurda gözünü daldan budaktan sakınmayan, ölümü göze alan çilekeş belediyecilere görev düşüyor.
Haydi, Başbakanımızın açtığı ve açacağı yolda İstanbul için her yurttaşımızı ona yardım etmeye, elinden tutmaya çağırıyorum. Hiçbir şey yapamasak çamur atmamaya, karalamamaya çağırıyorum. Bir dahaki yerel yönetim toplantısında İstanbul'dan iyi örnekler verilmesini diliyorum.
