A- A A+
‘YASSAH HEMŞERİM’
09.05.2008, CumhuriyetTakke düştü, kel göründü. Hoş, geçen sene de görünmüştü, ama bu sefer kapatılma davasına denk geldiği daha bir anlamlı oldu 1 Mayıs’ın.
“Yassah hemşerim”ciler yasakladılar İstanbul’u 1 Mayıs’ta. Cephaneler hazırlandı. Kolluk kuvvetleri göreve çağrıldı. Nitekim dar ettiler Taksim’i işçiye, yoksula.
Vali ve emniyet müdürü, bir Fatih Sultan Mehmet edasıyla çıktılar kameralar karşısına; haklıydılar, nitekim Taksim fethedilmişti taraflarından.
Hükümetin kendilerine verdiği görevi başarıyla yerine getirmişlerdi.
Daha işçiler DİSK’ten çıkmadan duruma müdahale etmişlerdi; haliyle, devlet daha tehlike oluşmadan tedbirler almalı, tehlikeyi daha oluşmadan fark edip önlemeliydi.
Nitekim alınan anlı şanlı tedbirler Taksim’e bir kuş dahi uçurtmadı, bu sene 1 Mayıs işçiye, esnafa, vatandaşa ve dahi acil servisteki hastaya zehir oldu.
Hoş, bir polis “yanlışlıkla” elinden biber gazı bombasını düşürmüştü. Olsun, bunların önemi yoktu, önemli olan “Yassah hemşerim”in gereğini yerine getirmekti.
Başta vali olmak üzere bütün güvenlik mensuplarını kutluyorum!
Sayın Başbakan’ı da kutluyorum!
“Ayaklar baş oldu” demişti kendisi. Bir de akılsız başın cezasını ayaklar çekermiş. Taksim’de çektik hep beraber cezamızı.
Başbakan, bir de hep “dünyaya açık” olmaktan söz ediyor; yoksulun, işçinin yanında olduğundan da... Rakiplerini de suçluyor kendisi, dünyaya açık olmamakla.
Sayın Başbakan, sizin baktığınız dünya neresi bilmiyorum. Ama bizim baktığımız dünyada; Almanya’da, Fransa’da, Danimarka’da, Çek Cumhuriyeti’nde, İtalya’da ve hatta Meksika’da 1 Mayıs tatil, işçiler sokakta.
Bizdeyse efendim, işçiye, yoksula insanca yaşam, refah ve demokrasi haram.
Çünkü demokrasi yalnızca AKP’nin işine yaramalıdır. Şimdi kapatma davasında nasıl bir savunma yapacak AKP, hangi demokratlıktan söz edecek?
Geçen yıl 1 Mayıs’ta göstermişti yine, biber gazı, tekme tokat ve cop vesilesiyle demokratlığını, bu sefer de gösterdiler bize...
Oysa Sayın Başbakan hiç değilse ölen 34 kişinin anısına, bir de siz çiçek koysaydınız.
Ne yazık, anayasa değişir bizde, Taksim kuralları değişmez.
AKP’nin bakanları ve diğer görevlileri “Kanunun emri uygulanmıştır” dediler Taksim’de.
Sayın Başbakan, size karşı kanunun emrini uygulayanlara ne diyeceksiniz bundan sonra?
Size açılan davanın hukuki değil, siyasi olduğunu mütalaa etmişsiniz savunma dilekçenizde.
Peki, Taksim kuralları nasıl mütalaa edilmeli?
Bir de ne diyeceksiniz size “Yassah hemşerim” denildiğinde!