Dr. Gürbüz Çapan
Sayfa Sonuna GitGeri Git
A- A A+

ÇANAKKALE'DEN MALATYA'YA İÇİMİZDE BİRİKEN ŞİDDET

27.04.2007, Cumhuriyet

"Toplum olarak şiddeti içselleştirdik" demiştim bir yazımda. Emekli bir savcı arkadaşımız bana tepki göstermişti; "Bütün toplumu suçlama!" diye.

Çanakkale Savaşı'na ait görüntüler ve anılar yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Anlıyoruz ki bu bilgilerden; karşı cephede savaşılan unsurları yaraladıklarında, askerlerimiz yaralı düşman askerini cephe gerisinde sıhhiye çadırına taşırlarmış.

Ki, Çanakkale, bütün bir Batı'nın topyekûn saldırısıdır bize.

Ki, son Haçlı Seferi gibidir.

Çanakkale bizim var olma, yok olma savaşımızdır.

Ki, lise talebelerinin, futbolcuların cepheye sürüldüğü yerdir.

O hayâsız saldırıda bile; aç-üryan askerimiz, düşman askeri yaralanınca sahip çıkmıştır.

Ne oldu şimdi? Çanakkale'deki Türk halkının sonu mu geldi?

Bu bir türlü tüketemediğimiz kin ve nefreti şiddetle süsleme nereden miras?

Malatya'ya bakınca aklınıza ne geliyor; 3-4 saat insan kesme işlemi.

Bu, Türklük geleneğinde var mıdır? Ya da Müslüman kültüründe böyle midir cihat?

Yavaş yavaş işkenceyle adam öldürüp bir de kameraya kaydetmek! Bu vahşeti besleyen tohum nerede ekildi içimize?

- "Üç kâfiri" kesince cennete bilet veren kim?

- Gencecik çocukları canileştiren ne?

- Bu nasıl Müslümanlık?

- Ya da bu mu Müslümanlık?

Ay geçmiyor, bir canilik tarihe geçmesin.

***

Aç-açıktayız ama maşallah ürememiz son hızla!

Doğurduğun çocuğa bakamıyorsun. Devleti zaten Hak saklasın. Veriyorsun tarikatlara, cahil imamların eline. İslamda küfür haram, ama bizim uyduruk imamlar küfürden başka bir şey bilmezler.

Herkesi, her dini düşman belleten ürün vermeye başladı!

Siyasal İslam ilk vurgununu Sıvas katliamı ile yapmıştı. Sonra Güneydoğu'da baltalı-satırlı kesme biçme işlemleri devam etmişti.

Nihayet, Konca Kuriş suikastıyla Türk devleti titreyip kendine dönerek dehlizleri, işkencehaneleri, domuz bağlarını bularak Hizbullah örgütünün üzerine yürümüştü.

Son zamanlarda Trabzon'da yanan İslami ateş, önce rahip Santoro 'yu, sonra İstanbul'da sevgili yurttaşımız Hrant Dink 'i alarak, sonra da Malatya'da bir kitabevinde üç insanımızı dilim dilim doğrayarak dolaşmakta.

İnşallah diğer illerimize yayılmadan devletimiz silkinir, tedbir alır da ele güne rezil olmamız bunlarla kalır.

Provokasyon teorileri, meczup (deli) kılıflamaları, yaşanan dramatik olayları açıklamaya yetmiyor. Devletin yetkilileri bunu açıklayamayınca savsaklamaya giriyor.

Provokasyon ise kimin yaptığı açıklanmalıdır. Aksi halde hepimiz zanlı durumundayız.

Alman şairi Rilke 'ye göre, "Erkekler ölümü göğüslerinde, kadınlar kucaklarında taşırmış". Azınlıklarsa dört bir yanında taşıyor ölümü.


PDF OLARAK İNDİR

Bu İçeriği Beğendiyseniz Beğen Butonuna Tıklayınız!
Bu Haberin Aramalarda İlk Sayfalarda Çıkmasını İstiyorsanız + 1 Butonuna Tıklayınız!

Sayfa Başına GitGeri Git
0 (0)








Lütfen tüm alanları doldurun. Girdiğiniz bilgiler kesinlikle yayınlanmayacak, başka bir amaçla kullanılmayacaktır.

İÇERİK ARA

Aranacak Kelime