Dr. Gürbüz Çapan
Sayfa Sonuna GitGeri Git
A- A A+

ÜNİVERSİTE SEFALETİ

15.12.2006, Cumhuriyet

İki kutuplu dünya, tek kutuplu oldu. 15 yıldır fiilen tek merkezden yönetiliyor.

Bizim ülkemizde iki kutupluluk yeni keşfedildi sanki.

Kimin kılıcı keskin, kimin hükümran, kimin iktidarı kimi döver?

AB tartışmasında ülkemiz iki partili, ancak ABD lafı olunca tek vücuduz!.

İşin kendisine değil, kimin yönettiğine bakar olduk. İçerikten çok görüntü ilgilendirir oldu bizi.

Üniversite, bilim yuvası, irfan kapısı olmaktan çok; askerlikten kaçmış gençlerin ya da işsizliğe 4 yıl doping yapma merkezi oluverdi. 15 yeni üniversite açmışız, her birinde tek profesör varmış. Hocayı ne yapacaksın, bizim üniversitelerde bir rektör bir de öğrenci lazım. Gerisi laf-ı güzaf!

Rektör bizden oldu mu, gerisini merak etme sen!

Birkaç yeni üniversite manzarası

YÖK raporu: Namık Kemal Üniversitesi'nde ı(Tekirdağ)

9.637 öğrenci, 39 profesör, 10 doçent, 187 öğretim elemanı varmış.

Erzincan Üniversitesi: 5.163 öğrenci, tek profesör,

Aksaray Üniversitesi: 3.642 öğrenci, tek profesör,

Amasya Üniversitesi: 6.023 öğrenci, tek profesör,

Bozok Üniversitesi: 4.637 öğrenci, tek profesör,

Adıyaman Üniversitesi: 3.101 öğrenci, tek profesör,

Daha antikası: Giresun Üniversitesi 6.604 öğrenci, tek profesör ve doçent yok.

Daha da acısı: Bu üniversitelerin olduğu yerlerde tiyatro, opera ve sinema salonları yok. Ama bolca cafe, ucuz lokanta, fırıncılar hâkim bu kentlerimizde.

Biz üniversite mezununu pek sevmeyiz, zira hiçbir şeyden anlamazlar kanaati vardır. Çocuğu doktor olan üfürükçüye gider. Çocuğu mimar mühendis olan evini kalfaya yaptırır. Bu acımasız çelişkiyi yaşarken yemez, içmez, giymez yoksul halkım çocuğunu okutur, okutmaya çalışır.

Önce koleje hazırlık, olmayan yerde üniversiteye hazırlık kurslarında söğüşlenir; arkasından 4-5 yıl süren üniversite okutacağım diye esnafı şeytan basmış kent ve kasabalarda.

Yukarıda saydığım 5 kentte 38.807 öğrenci söğüşlenmekte, zamanı çalınmakta. Öğrenci başı 500 YTL harcandığını düşünürseniz ayda 15 trilyon sıcak para girmekte bu kentlere. Esnaf soluk almakta.

Giresunlu esnaf rahatlıyor (mu), ancak o da çocuğunu Van Üniversitesi'nde, Adıyaman Üniversitesi'nde söğüşletmekte. Bir kördüğüm bu, çöz çözebilirsen.

Bütün illerin esnafı yollarda, ellerinde pankart üniversite isterük! diye.

1985'ten sonra, halkımızda bir yönetime katılma arzusu şahlandı.

"İl olma hakkımız, söke söke alırız."

"İlçe olma hakkımız, söke söke alırız."

"Üniversite hakkımız, söke söke alırız."

Demokrasi geleneği güçlü olduğu için halkımız 'demokratik' taleplerini söke söke alıyor vallahi.

Demokratik katılım, demokrasi mücadelesi, haklar ve özgürlükler mücadelesinde, halkımız Fransa'ya taş çıkarttırıyor.

Yürüyün aslanlar kim tutar sizi.

Şili diktatörü öldü

ABD ve özellikle Henry Kisinger 'in en sadık köpeği, en kanlı katili Pinochet öldü.

Şili'de ilk defa sosyalistler seçimi almışlardı: Salvador Allende' yi, başbakanlık sarayında direnmeye çalışırken kurşuna dizdiler.

İnsan kayıpları, faili meçhuller ilk defa Şili'de başladı.

İşkence haneler kuruldu, en zalim yöntemler orada geliştirildi.

Bütün mazlum uluslar, hep bir ağızdan bağırırdık, "Kahrolsun faşist cunta, yaşasın halk savaşı".

Binlerce genci yok eden eli kanlı, ağzı salyalı faşist ağababaları sonuna kadar sahip çıktılar.

Allende ve onurlu mücadelesi bugün bütün Latin Amerika'yı çiçek bahçesine çevirdi.

Pinochet ise kara leke gibi tarihte yerini aldı.


PDF OLARAK İNDİR

Bu İçeriği Beğendiyseniz Beğen Butonuna Tıklayınız!
Bu Haberin Aramalarda İlk Sayfalarda Çıkmasını İstiyorsanız + 1 Butonuna Tıklayınız!

Sayfa Başına GitGeri Git
0 (0)








Lütfen tüm alanları doldurun. Girdiğiniz bilgiler kesinlikle yayınlanmayacak, başka bir amaçla kullanılmayacaktır.

İÇERİK ARA

Aranacak Kelime